Karanlığa Okunan Ezanlar-Nihat Genç
Ruandalıları sağcı, solcu diye bölemeyen Fransız ve Belçikalı sömürgeciler, ırk, mezhep esaslarına göre de bölemediler. Ama niyetiniz bölmeyse bir yolunu bulursunuz. Vahşi sömürgeciler bundan tam on yıl önce Ruandalıları suni bir bölünmeye tabi tuttular. Şöyle. Sizler çiftçisiniz size Tutsi denir dedi, sizler esnafsınız size Huti denir. Ve Hutilik ve Tutsiliği nüfus cüzdanlarına işlediler. Bu suni bölünme nufüs kağıdına neden işlenir. Ayrımcılık insanların ruhlarına bedenlerine nüfuz etsin kökleşsin diye. Sonra soykırım başladığında zaten nüfus kağıtlarına bakıp öldürdüler. Tam iki milyon insan Fransız ve Belçika ya da batılılar tarafından işte böyle ayrımlaştırılıp sınıflaştırılıp düşmanlaştırıp soykırımdan geçirildi.
Nihat Genç, Karanlığa Okunan Ezanlar, Cadde Yayınları, 1.Baskı, İstanbul, 2006, Sayfa: 293
Gürcü, Çerkez, Laz diye bölmezse, mutlaka bölecek bahaneler bulur. Seni sahilde yaşayanlar, yaylada yaşayanlar diye ikiye ayırır. Bu da tutmadı, türkü söyleyenler, şarkı söyleyenler diye ikiye ayırır, bu da tutmadı, yaşlılar gençliler diye ikiye ayırır, ama mutlaka ayırır, mutlaka sınıflar, mutlaka "ırklaştırır" ve soykırımın önünü hazırlar!..
.
.
.
Türkiye'de şimdi birilerini sınıflıyor, kategorize ediyor... Etnik diyor, halk diyor, kültürel haklar diyor, insan hakları adını veriyor, hepsinin adını demokrasi koyuyor ve seni ayrıştırıp, bölüştürüp, soykırıma doğru sürüklüyor.
Nihat Genç, Karanlığa Okunan Ezanlar, Cadde Yayınları, 1.Baskı, İstanbul, 2006, Sayfa: 294